YUSUF GÜNEY - Düetle gelen şöhreti anlatıyor
Rafet El Roman'la düet yaptığı ''Aşk-ı Virane'' şarkısıyla 2008 yazının en çok dinlenen şarkılarından birine imza atan Yusuf Güney, bir buçuk yıldır çalışmalarını sürdürdüğü ve geçtiğimiz günlerde görücüye çıkardığı ilk solo albümü ''Bir Sevda Masalı'' albümünü Michael Show anlattı. Rafet El Roman'la tanışma ve Aşk-ı Virane'yi besteleme hikayesini aktaran genç müzisyen, yeni şarkılarını anlatırken gelecekteki projelerinden de bahsetmeyi ihmal etmedi.
Gazeteci Kılığında Kulise Girdim
Kısaca kendimi anlatayım, 24 yaşındayım ben. On yıldır Londra'da yaşıyorum, on dört yaşından beri. Onun öncesinde Trabzon'da yaşıyordum, bir üç sene kadar da İstanbul'da kaldım. Trabzonluyum. Müzik sevgisi çocukluktan beri yoktu, komikti aslında; Rafet El Roman'la tanıştıktan sonra benim müzik hayatım başladı. Benim bir beste yapmamla oldu bu tanışma, bu besteyi vermek için Londra'da konserine gittim. Gittiğimde de çok komik şeyler oldu, önce kulise almadılar beni. Ondan sonra bir gazeteci arkadaşımın basın kartını takıp, kamerasını alıp gazeteciyim diye içeri girdim. Herkesin hayatında örnek aldığı, sevdiği bir sanatçı vardır, benimki de Rafet El Roman'dı ve onunla tanışmak istiyordum ama benim albüm yapmak gibi bir isteğim yoktu. Çok daha değişik bir şey yapıyordum ben, pilotluk yapıyordum. Kulise geçince hemen konuya girdim ''Abi ben gazeteci falan değilim'' dedim. ''Bu kadar kart, kamera alıp geldiğine göre bir amacın olmalı, nedir amacın?'' dedi. ''Ben müzikle uğraşan bir insan değilim ama sırf seninle tanışabilmek için bir beste yaptım'' dedim. O şarkıyı orada ona okudum, o da çok mutlu oldu. ''Gel sana bir şey yapalım hazırla on tane demo'' dedi ve bugünlere kadere geldik.
Aşk-ı Virane İki Kardeşin Dertleşmesi
''Aşk-ı Virane''yi Rafet Abi'ye götürmeden önce her şey planlı projeliydi. Kafama koydum yapacağım bu düeti diye. Londra'da Güzin Abla gibiyimdir, kimin derdi sıkıntısı varsa, kim kız arkadaşından ayrılırsa herkes beni arar, ''Yusuf senin ağzın iyi laf yapar, ne yapmamız lazım, nasıl çıkarım bu bunalımdan'' diye. Destek veririm herkese böyle. Londra'da trenle gidiyordum, o yolculukta çok yoğun bir duygusallık yaşıyordum. Yine birkaç arkadaşım da aradı bazı sorunlarından dolayı. Kendi kendime ''Ya bu aşk bu kadar mı ağlar insanın kalbinde, bu nasıl bir bir şey? Herkesin kalbinde ağlıyor ve ağlattığı yeri sızım sızım sızlatıyor ve sonunda virane ediyor'' dedim. Bir iki dakika durdum, çok güzel sözler çıktı, şarkı yapayım dedim. Bir anda düet parça işte bu olacak dedim. Çok dikkatli yazılması lazım ki yanlış anlaşılmasın, iki erkek düet yapıyor sonuçta. Sözlerini yazdım, bitti yolda. Daha sonra bu albümdeki birkaç şarkıyla birlikte Rafet Abi'nin yanına gittim Almanya'ya. Hava alanından aldı beni, dinledi arabada ve direk ''Aşk-ı Virane''ye odaklandı, diğerlerini dinlemedi bile. ''Şarkı bu'' dedi. Bunu ben yaparken şunu düşündüm, ''Neden olmasın, bir ağabey kardeşine neden teselli vermesin?''. İnsanlar çok samimi buldular bunu, iki kardeş şarkının başından sonuna kadar dertleşiyorlar. Rafet El Roman şarkıdan çok emindi, ilk klibi de ona çekecektik, o olmadı ilk klibi kendi şarkısına çekti. Ama o arada bile Aşk-ı Virane yürümüş gitmişti.
Çıkışım Rafet El Roman İçin de Artı
Rafet El Roman aşmış artık bazı şeyleri, kendinden çok emin. Benim çıkmam inanıyorum ki artı getirecek ona eksi değil. Kendisi baştan beri söylemişti albüm yapmamız lazım diye. Ben bayağı bir geliştirdim kendimi, ciddiyetle bakmaya başladım. Müzikle alakası olmayan bir insanın müziği bu kadar ciddiye alması biraz zor olur. Nasıl yapacağım, nasıl edeceğim, nasıl şarkı söylerim demeler oluyor, küçük panikler oluyor ama bunları rahat aştım. 3,5 yıl öncesine kadar ben bir arkadaşımın yanında bile şarkı söyleyemezdim, o kadar utanırdım.
Yabancı Aranjörle Çalışmak Doğru Karar
Albüm çalışmaları 1,5 sene sürdü. Her şeyin en güzelini yapmak için çok çalıştık. Rafet El Roman'ın aranjör kadrosuyla ''Aşk-ı Virane'' sırasında tanıştım ve müzikler yapılırken bu kadar seri bir şekilde bu kadar güzel bir sound elde etmenin mümkün olmaması lazım diyordum ama mümkünmüş, çok şaşırmıştım. Yabancı aranjörle çalışmak çok doğru bir karar aslında, biz zaten Türküz kendi müziğimizi çok iyi biliyoruz ama bunun yanında bir Alman, bir Yunan müzisyenin bildiklerini paylaştığın zaman çok daha güzel bir iş çıkıyor ortaya, çıktı da zaten. Demoları ben Londra'da hazırladım, Almanya'ya getirdim, Almanya'da Rafet El Roman'ın kendi stüdyosunda bitti her şey. Sayın Hüseyin Emre'nin şirketinden çıktı, buradan teşekkürlerimi sunuyorum, çok büyük bir destek. Ne yöne gideceği belli olmayan birine bu kapıları açmak çok büyük bir iyilik.
İlk Klip Çekildi
Albüm çıkalı bir hafta oldu. Çok güzel tepkiler geliyor insanlardan ki, daha klip çıkmamıştı. Klip de ''Heder Oldum Aşkına'' isimli şarkıya çekildi. Çok zengin oldu, çok güzel oldu, Londra'da çektik. Londra belgeseli gibi oldu, hafiften bir hikayemiz de var orada, bir aşk hikayesi. Şansımıza hava da çok güzeldi, biraz soğuktu ama güzel bir güneş vardı, doğal ışıkları kullanmış olduk.
''Canımdın Sen''i Rafet El Roman'ı Düşünerek Yazdım
''Canımdın Sen'' Rafet El Roman'ın kulisine gazeteci kılığında girerek götürdüğüm şarkı. Çok fazla dinlediğiniz bir sanatçının müziğini ister istemez alıyorsunuz. Nasıl bir müzik tarzı olduğunu ya da nasıl müziklerden hoşlandığını anlayabiliyorsunuz. Şarkıyı bestelerken de tamamen onun zihniyle harekete geçtim. Rafet El Roman olsaydı bu şarkıyı nasıl okurdu dedim ve onun gibi okumaya başladım.
Aşklarından Bulasın Ağır Bir Laf
''Aşkım Aşklarından Bulasın'' güzel bir söz, derin bir söz aslında. Şundan bulasın, ondan bulasın bundan bulasın demiyorsun, ileride bunları yaşayacaksın, benden ayrılıyorsun, ileride zaten başka aşkların olacak ve bu aşklarından bulacaksın diyorsun. Bu ağır bir laf aslında.
Şarkıları Sızım Sızım Sızlayarak Okuyorum
''Maskara'' komik bir şarkı ve son anda albüme girdi, aslında ben istemiyordum pek tarzımın dışında diye. Biraz değişik bir şarkı oldu, inşallah sevilir. ''Git Bedenim Buralardan'' da değişik bir şarkı hafif R&B, hafif Latin, yazın buna da kesin klip çekeceğiz. ''Heder Oldum Aşkına'' ve ''Elimde Değil'' Rafet El Roman'ın, diğer şarkılar benim. ''Elimde Değil'' benim de en sevdiğim Rafet El Roman şarkılarından biri, çok rica ettim albüme almak için. O da sağ olsun, kırmadı beni. Hafif değişik bir sound yaptık bunda. Sızım sızım sızlayarak okuyorum şarkıları. O şarkıları söylerken kendin hissetmelisin ki karşındaki de hissedebilsin.
Yazın Remix Single Çıkartacağım
Konser tekliflerini almaya başladık, güzel bir Avrupa turnesine çıkacağız. 14 Mart'ta Nünberg'de Almanya'da, 4 Nisan'da İstanbul'da konserlerimiz olacak. Güzel bir sürpriz de var aslında ama bu ikinci albümden sonra olacak. Yaza doğru da bir remix single'ı çıkartacağım, yeni bir şarkı koyacağım, ''Aşk-ı Virane''nin remixi ve ''Aşkım Aşklarından Bulasın''ın remixi de olacak. Yazın hareketli olarak bunları devam ettireceğim. Yazdan sonra seneye yine bu zamanlar gibi ikinci albümü çıkaracağım ondan sonra da Arapça ve Hintçe albüm gelecek. Benim anne tarafı da oralardan geliyor herhalde, kan mı çekiyor nedir, gırtlaklarını da iyi yapabiliyorum. Ben Arap dünyasına gireceğim, çok farklı bir pazar orası. Düşünsenize sırf İran'da 120 milyon kişi yaşıyor.
İkizlerim, Agresifim
24 yaşındayım, zamanımın çoğunu gezerek geçirdim. Ben mesela çok fazla okuyan bir insan değilim ama çok fazla gezerim ve görürüm. Görerek öğrenen bir insanım. İkizler burcuyum. Çok duygusal bir insanım aynı zamanda sevmediğim bir huyum da var, biraz agresif bir insanım. Birden agresifleşebiliyorum ama çok da kısa sürüyor. Bağırırım, şiddet uygulamam ama şiddet uygulamam için çok büyük şeyler olması lazım.
Konu: Michael Show Röportajı 
Salı Tem. 21, 2009 1:20 pm
